
SON DAKİKA:Vatikan’da Tarihi Seçim: Papa 14. Leo Göreve Başladı
Katolik Kilisesi’nin yeni lideri belli oldu. ABD’li Kardinal Robert Francis Prevost, 267. papa olarak seçildi ve "Papa 14. Leo" ismini aldı. Prevost, tarihteki ilk Amerikalı papa unvanını taşıyor.
Vatikan – 8 Mayıs 2025
Katolik dünyası, yeni bir döneme adım attı. Papa Francis’in 21 Nisan’daki vefatının ardından toplanan 133 kardinal, Sistine Şapeli’nde gerçekleştirilen konklav sürecinde yeni papa olarak ABD’li Kardinal Robert Francis Prevost’u seçti. Seçim sonucunun ardından geleneksel beyaz duman gökyüzüne yükseldi ve dünya yeni papanın ismini öğrendi: Papa 14. Leo.
1955 yılında Chicago’da doğan Robert Francis Prevost, Fransız ve İtalyan kökenli bir ailenin çocuğu. Villanova Üniversitesi’nde matematik ve felsefe eğitimi alan Prevost, daha sonra Augustinian tarikatına katılarak rahiplik yolunda ilerledi. 1982’de Roma’da rahip olarak atandıktan sonra kilise hukuku alanında lisans ve doktora yaptı.
Uzun yıllarını Peru’da misyoner olarak geçiren Prevost, Chiclayo Piskoposu olarak görev yaptı. 2023 yılında Papa Francis tarafından Vatikan’daki Piskoposlar Dikasterisi'nin başına getirilen Prevost, aynı yıl kardinal ilan edilmişti. 2025 yılı başında ise kardinal-piskopos rütbesine yükselmişti.
Papa seçildikten sonra Aziz Petrus Bazilikası’nın balkonundan halka seslenen Papa 14. Leo, ilk mesajında barış, birlik ve şefkat vurgusu yaptı. “Barış sizinle olsun” sözleriyle başlayan konuşmasında, selefi Papa Francis’e teşekkür ederek Kilise’nin evrensel bir sevgi diliyle yoluna devam edeceğini belirtti.
Uluslararası Yankı Uyandırdı
Papa 14. Leo’nun seçilmesi, dünya genelinde geniş yankı buldu. ABD Başkanı Donald Trump, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Tarihte ilk kez bir Amerikalı papanın seçilmesi, ülkemiz için tarihi bir andır” ifadelerini kullandı.
Beş dili akıcı konuşabilen yeni papa; İngilizce, İspanyolca, İtalyanca, Fransızca ve Portekizce’ye hakim. Geniş uluslararası deneyimi ve kültürel çeşitliliğe olan duyarlılığıyla tanınan Papa 14. Leo’nun, Katolik Kilisesi’ni daha kapsayıcı ve reformcu bir vizyonla yöneteceği düşünülüyor.